İNGİLİZCEYİ NASIL ÖĞRENDİM? İNGİLİZCENİZİ GELİŞTİRMENİZİ SAĞLAYACAK 4 YÖNTEM

, , No Comments
Merhabalar herkese!

İngilizce öğrenmek, sadece kursa gidip haftada 2 saat ders görmekle olabilecek bir şey değildir. Bunu söylememin sebebi, dil öğrenmek haftalık kısıtlı saat dilimiyle gelişebilecek bir beceri değildir. Okullarda ve kurslarda eğitimini görüp temelini oluşturduktan sonra, bunu günlük hayatınızda sürekli tekrar ederek geliştirmeniz ve pekiştirmeniz gerekmektedir. Bunu yapabileceğiniz eğlenceli yöntemler bulunmaktadır ve eminim ki bir kısmınız zaten bunları uyguluyorsunuz. Ben sizin de yaptıklarınıza ek olarak, aklınıza gelmemiş olabilecek birkaç yöntemden bahsetmek istiyorum.


1-İNGİLİZCE ŞARKI SÖZÜ EZBERLEMEK

Spor yaparken, trafikteyken, uyumadan önce, uyandığınızda, duş alırken,… zaten hayatınızın birçok anında müzik dinliyorsunuz. Bu hobinizi öğrenmenize yardım edecek bir sisteme döndürmek için, dinlediğiniz yabancı şarkıların sözlerini öğrenip, mümkünse Türkçe çevirisine bakıp, şarkıyı ezbere söyleyebilirsiniz. Siz sıklıkla o şarkıyı söyledikçe yani şarkıdaki kelimeleri tekrar ettikçe, şarkının anlamını da bildiğiniz için, bildiğiniz kelime sayısının siz farkında olmadan arttığını göreceksiniz. Benim hala şarkıdan ezberlediğim ve o kelimeyi duyduğumda, o kelimeyi öğrendiğim şarkının aklımdan geçtiği kelimeler var. Bu şekilde öğrendiğiniz kelimeler kalıcı da olacaktır. Normal zamanlarda 10 kere tekrar edip öğrendiğiniz kelimeler bir ay tekrar edilmediğinde unutulmaya mahkumdur. Ama şarkıdan öğrendiğiniz, kafanızda o şarkıyla eşleştirdiğiniz ve şarkıyı çok kere dinlemeniz sebebiyle o kelimeyi de yüzlerce kere tekrar edip pekişmesini sağladığınız için hafızanızdaki kalıcılıkları müthiş olacaktır.

2-YABANCI YOUTUBE VİDEOLARI İZLEMEK

Herkesin farklı bir hafıza ve öğrenme şekli vardır. Mesela ben görsel hafızaya sahibim, annem işitsel hafızaya sahip. Hem görsel hem işitsel hafızaya sahip kişiler için videolar çok yararlı olacaktır. Zaten hepimiz iyi birer Youtube izleyicisiyiz. Çok başarılı Türkçe Youtube kanalları olduğu da kesin. Ama arada konfor alanınızdan çıkıp, yabancı Youtuber’ların videolarını izleyerek İngilizce bilgi seviyenizde ciddi bir fark yaratabilirsiniz. Youtube videolarının ve vlogların en güzel özelliği, günlük dili görmek ve öğrenebilmek. Kitaplarda biraz daha resmi bir dilin eğitimini görüyoruz. Ama Amerikalıların ya da İngilizlerin günlük hayatında nasıl konuştuğunuzu öğrenemiyoruz. Vloglar bize bunu sağlıyor. Günlük hayatta kullanılan kelimeler ve cümle kalıpları zaten oldukça azdır. Bu her dilde böyledir, Türkçe’de de dikkat ederseniz günlük konuşmada belirli cümle kalıpları ve kelimelerle hayatımızı devam ettiriyoruz. Yabancı videolardan öğrendiğiniz günlük İngilizce ile, bir yabancı ile bir araya geldiğinizde İngilizceniz çok iyi seviyede olmasa bile rahat bir iletişim kurabilirsiniz, dille ilgili özgüveniniz artar.

Ben de buaralar Almanca bilgimi geliştirmek için, ilgimi çekebilecek Almanca Youtube kanalları arıyorum. Önerileriniz varsa aşağı yorum yazarsanız çok sevinirim.

3-İNGİLİZCE PODCAST DİNLEMEK

Birçoğumuz, günde 2 saate yakın trafikte vakit geçiriyoruz. Bazılarımız kendi araçlarında, bazılarımız okul servislerinde, bazılarımız ise toplu taşımada… Kendi aracımızdaysak kitap okuma gibi bir şansımız olmuyor. Toplu taşımada ayakta gidebiliyoruz. Bu gibi durumların tamamında ya kulağımızda kulaklıkla müzik dinliyoruz ya da aracın radyosundan… Onun yerine bazen, İngilizce 

Podcast dinleyerek kendiniz için çok yararlı bir şey yapmak istemez misiniz?

İngilizce öğretmeye yönelik podcastleri tercih edebileceğiniz gibi, İngilizce konuşulan ama eğitim amacı gütmeyen yayınları da takip edebilirsiniz.


Sevdiğim İngilizce Dil Eğitimi Amaçlı Podcast Kanalları

  • BBC Radio ‘’6 Minute English’’
  • BBC Radio ‘’The English We Speak’’

Diğer Sevdiğim İngilizce Podcast Kanalları

  • TED Talks Daily
  • Happier With Gretchen
  • Anna Faris is Unqualified

4-YABANCI DİZİ/FİLMLERİ ALTYAZISIZ/İNGİLİZCE ALTYAZILI İZLEMEK

Bu, zamanında İngiliz bir hocamın bana önerisiydi. ‘’Ben bile dizide altyazı varsa, bir yerden sonra diziyi alt yazılarını okuyarak izliyorum. İnsan ister istemez okuyor ve alışkanlık ediniyor.’’ demişti. Her zaman yapmasanız bile arada altyazıları kapatarak ya da en azından İngilizce altyazılı dizi ve filmleri izlemenizi öneririm. Görüntülerden olayın ana fikrini zaten kavrıyorsunuz. Anlamadığınız sözcükler olduğunda da film ya da dizinin görsel içeriğinden bunu demiş olmalı diye çıkarımlar yaparak kendinizi öğrenmeye zorluyorsunuz. Bu deneyimden hoşlanmadıysanız da üzülmeyin, altyazıları kapatamazsanız bile, sadece kulak dolgunluğu için bile Türkçe altyazıyla yabancı dizi izlemek yararlı olacaktır.

Altyazısını kapatacağınız dizilerin biraz daha hafif içerikte olmasına dikkat edin. Bilimsel yönü veya teknik terimleri çok olan diziler yerine sit-com tarzı dizilerde çok daha rahat ve keyif alarak yapabileceğiniz bir yöntem olduğunu unutmayın.

Dizi olarak, Friends, How I Met Your Mother gibi diziler tercih edebilirsiniz. Kullanılan dil daha hafiftir. Bir de geçen gün, Fuller House dizisine altyazı kapalıyken denk geldim ve İngilizce öğrenmek isteyenler için çok kolay bir dil kullanımı olduğunu fark ettim. Ona da bakabilirsiniz.

Film olarak ise çocuk filmleri izlemenizi öneririm. Biz lisedeyken Harry Potter’ın 3 4filmini, altyazısız olarak haftada 2 kere döndüre döndüre izlerdik. Çocuklar için yapılmış filmlerde dil daha anlaşılır tutulmaktadır ve sizin için kolaylık olacaktır.

Çizgi filmler de bu konuda işinize yarayacaktır. Zaten küçüklüğümüzde izleye izleye ezberleyecek noktaya geldiğimiz çizgi filmleri orijinal dilinde izlemenin farklı deneyimini de yaşamalısınız. Dil açısından da başlangıç seviyesinde İngilizce bilen kişiler için çizgi filmlerin dili idealdir.

Umarım önerilerim yararlı olmuştur.


Okuduğunuz için teşekkür ederim.

0 yorum:

Yorum Gönder